(not: çok iç boğucu ve kişisel olacak)

bi bira açtım şimdi, klavyeyi yoğun kullanacak olmasam sigara da yakardım da salla. duman çalıyor arkada, "haberin yok ölüyorum"... lise son geldi aklıma, sevgilimden ayrılmıştım da shahaian bana bütün gün loopa alınmış şekilde haberin yok ölüyorum ve her şeyi yak dinletmişti, evet, arkadaşlığımız sadizm üzerine kurulu.
neler oluyor, neler bitiyor, karnımdaki kelebekler "misery is a butterfly"a neden bağlanıyor, yakınmak veya "neden" sorusunu sormaya hakkım yok biliyorum ama gene de iç döküntüleri rahatlatıyor minik minik.

ne yaparsam 3 katı dönüyor geriye, bu sayede neredeyse hiç iyilik yapmadığımı fark ediyorum ya da başıma gelen güzel şeyleri göremiyorum. harcanmış bir koca ay geçirdim, sinirlerim yıprandı, kalbim "evet çok romantiğim" cidden kırıldı. bunun sonu ya meczupluğa ya da histeriye varacak diye korkarım.

sanırım en büyük sorunum olan olaylar arasında vakit bırakmamak... bir şekilde her şeyin üst üste gelmesini sağlıyorum ve derin acılar ya da mutluluklar ya da şunlar bunlar yaşıyorum. ondan sonra da boşluk oluyor. bu kadar aksiyondan çıktıktan sonra boş kalmak daha beter yapıyor.

gereken tek şey biraz soğukkanlılık ve çalışkanlık. bi staj falan ayarlamalıyım kendime. bişiler yapmalıyım, bunların başında da ders gelmeli. hayalperestlikle idealizm arasındaki çizgiyi koyulaştırmalıyım.

"on the surface simplicity, but the darkest pit in me..."

buraya kadar dayanan varsa onları lise 2'de yazdığımız bir şiirle ödüllendirmek isterim:

"arkadaşımın adı nens
var gözünde renkli lens
lensini düşürmüş nens
hadi, lets go dens

aldım elime bir pens
yaptım pörfekt tens
lensini düşürmüş nens
hadi, lets go dens"

saygıyla eğilir, huzurlarınızdan çekilirim.

ah minel aşk xxxxxx
"alev denizini mumdan kayıkla geçmektir aşk" xxxxxxxxxx
non, je ne regrette rien XXXXXXXXXXXX

0 makbule:


 

Bugün Konuşanlar | Kollektif Beyin Boşaltma Saçmalama Saçmalatma Çarpma Çarpılma Çarpılama Alanı | 2007-2009 | Tüm Hakları Çamaşır Dolabının Çorap Çekmecesinde Saklıdır