Bir bıçakla rüzgar sokarım içime...
Tokalarımı posta kutularına atacağım. Bir kalkabilsem ayağa, yani sabah olunca... Yüzünün tamını hazırla, bütün kuşlar havalanacak. İçlerinden 'o' olan kuş mektubumu kapıp kaçacak. Gökyüzünde bir arya 'Arya besk'. Çiçeksiz, renksiz, sessiz betonların arasına düşecek. Diyecek ki; insan hayatta bir kez ölür arkadaşım. Bir kez orgazm olur, bir kez yemek yer, bir kez güler, bir kez ülkesiz kalır, bir kez sadece bir kez aşık olur ve sadece bir kez acı çeker... Dilini konuşmak istiyorsan, seni bekliyorum.

Gelmeyesin sakın. Yalan çünkü yazılanlar. Ben beklerim, bekliyorum. Sadece gelmeni, gelmeyi istemeni. Varmanı değil. Gelme sakın. Gelirsen ben olmam burda.
Rüzgarlarım var sadece. dokunulmasın isterim.
Ben severim, özlerim, beklerim ama sen gelme.
Geldiğinde hiçbir şey gerçek kalmayacak.
Oturmuş içimi yalayan bir sığınak kusuyorum. Baştan beri yalancıyım, bak ölüme bile inandım.

Olur ya hani. Belirsizlik güzeldir, iç gıcıklar.
Sorularınla beynine kıymıklar batırır durursun.
Mutlusundur.
Adı konduğunda hepsinin göç edeceğini bilirsin.

O an dursaydım. Sen tam kafanı hafif sağa yatırıp tebessüm ettiğinde.
Bana bakmıyorken. Gözlerinden sevdiğin kadın akıp giderken.
Dursaydım. Masadan bardağımı kaldırırken. Bardağımı hep havada tutsaydım.
Dondurabilir miydim zamanı?
Kolumu ne kadar bu şekilde tutabilirim bilmiyorum.
Sana hiç dokunamayacağımı bilerek, sesini duyamayacağımı.
Ama tebessüm ediyorsun, nadirdir, ve gözlerinde sevdiğin kadın.

Bardağım dudaklarıma vardığında senin postakutunda bir toka olacak.
Lastiği gevşemiş, soluk renkli.
Sinirine dokunan.
Toplamazsan olmaz, toplasan gerektiği kadar kavramaz.

En iyisi bardağı hiç kıpırdatmamam.
Sen gelme. Ben bekliyorum.

0 makbule:


 

Bugün Konuşanlar | Kollektif Beyin Boşaltma Saçmalama Saçmalatma Çarpma Çarpılma Çarpılama Alanı | 2007-2009 | Tüm Hakları Çamaşır Dolabının Çorap Çekmecesinde Saklıdır