of unutkanım dimi. harbiden oyleyim. halbuki ben daha senin soruya pas verip, oguz atay'a gol attırıcaktım. bugun ne gunlerden. carsamba. hangi ay. o onemli degil. o zaman sonbahar bu. onemsiz aylar hep sonbahar gibi geliyo bana. hic haz almam. soguk desen degil, sıcak desen degil. gunes var. dısarda usuyosun, icerde terliyosun. bi karar verin ama. yok romantikmis, yok kahverengi yapraklarmıs. brakın allaskına. kahverengi ayakkabı guzeldir. gazelle olsun, superstar olsun. bot olsun. yada olmasın bot hic sevmem. aynı oguz atay gibi. onu da sevmem. hele su son donemde daha bi sevmedim. boyle oguz atay muhabbet kusum olsa 5 gun hic yem vermezdim. ac kalsın bik bik bik ötsün. rahatsız olmam. ama ac kalsın. tok olup bik bik bik oterse rahatsız olurum. dolma zeytinyaglı olmazsa da rahatsız olurum misal. hele ki icinde kus uzumu yoksa daha bi rahatsız olurum. boyle yerim ama. gonlum yemeye hic el vermez. yeme ulan. yeme allahın cezası. boyle demesi lazım birinin bana. of. oyle bi hile yapıcam ki simdi. aslında simdi yapmıycam, gerci hali hazırda zaten yapıyorum ama olsun ondan bahsedicem. bundan 1-2 ay oncesine kadar benim pasazade mahmut ekrem harddisk efendi yandı sevgili lisim. dogal olarak sarkılar gitti falan. neyse yeni hdd alındı edildi. ben naptım. sarkıları yuklemedim. neden. cunku tembelim. dvd'ye kayıtlı olmasına ragmen yuklemedim. son 1-2 aylık surec icerisinde muzik arzumu nerden karsılıyorum peki. yutub. evet. oh be. rahatladım. acıyorum 8-10 tane yutub. ordan dinliyorum sarkıları. ne guzelmis. p2p derdim yok, virus derdim yok. dert tasa mıymıs ki onlar. peh. neyse bu hileden neden bahsettim. gerci hile bile sayılmaz ama olsun. bugune kadar sarkı indirerek gecimi saglamıs olan ben bunu bir hile olarak goruyorum. off yine saptım bak. amaaaaaaaaaan. vazgectim. linki yollayıp sıcacık yatagıma yollanıyorum. bu da yalan. evde butun camlar acık. usengeclikten onları bile kapatamıyorum. ev mezbaha kıvamında su an. kulak memesi mezbahası. cav bella!

hep "akşam yenden dolma sarıcaktı, pişirmiştir de bekliyodur bile, gel fırından taze ekmek kapıp gidelim yahu" demek istemişimdir, diyorum: her ne kadar yengen aslında bir istanbulluysa da bir o kadar eskişehirli, yapar 3 tencere yemek başkent ekspresini bekler, biz de pişmaniye alır gideriz. seni adalar'ın banklarında oturtur çay ma tutuştururuz eline, efendime söylyim kitap çalarız, hava güzel olur belki gece içeriz, ben hiç yapmadım daha ama olsun. sen de sevebilirsin eskişehiri. ama bir turist geyz ile. ancak o kadar. orda yaşanmazmış, yengen az mı uğraştı o dolmaları sarana kadar. o diil de şaka maka yengen geliyor ulan. tirene ineli, şimdi baktığıma göre, 33 dakka olmuş. kondüktör biletine bakmıştır bile. aceba o tirende de bizim gibi zevzekler var mıdır batorayzcım. senin aksine ben o cibiliyetsiz patlak kalabalık konuşmacılarını çok severim, çünkü sanırım ben de onlardan briyim. aslında hayır sevmem. ama kendimi değiştiremediğimdendir ki sevmek zorundayım. yoksa ölürdüm. bugün çok lakayttim mesela. içimden sürekli kendime küfrettim. ama sanırım merkezi sinir sistemim ortadan ikiye ayrılıvermişti, ben de bu boşanmanın ortasında kalakalmış bir veletyus olarak saçmaladım. bugün kompozisyon sınavı olduk mesela. ben insan türünün düzüşkenliğinden dem vurdum. f bile beklemiyorum, belden aşşaaa vurdum, g'ye tekabül ediyo, diye espiri yapiyim mi. yaptım bile. ay bunu da demez olaydım. hani kötü espri yaptın niye castifike edercesine devam ediyosun. bana memesenden yolladığın bu şarkı ayarlarımı bozdu batorayz. bi türlü uyduramıyorum kendimi ona. fekalade bi eser aslında, yengene de dinletmek lazım. ama şu an modum şöyle özünde. pudra nereye kayboldu ayol. hem sen daha sorumu cevaplamamışın benim. ne unutkansın yafu.

pudra da karıssın tabi. hatta baskaları da karıssın. hani boyle bi ortam olur. boyle degil de, lafın gelisi boyle. yirmidort kisi yeni tanısmıstır. forum arkadası yada bilmemne sanal ortam arkadasıdır. iclerinden biri boyle zibididir. en cok o konusur. bagırarak guler falan. ben boyle tanımadıgım ortamlarda bırbırbır konusmayı hic sevmem. konusmayı bırak o ortamları hic sevmem. gerer beni ey sevgili lisimim. o kadar cok konusanları da sevmem. kazara biri espri yapar, sende aynı kazaralıkta gulersin hani ayıp olmasın diye, sen gulunce onun gotu kalkar. anlattıkca anlatır. icimi bayar. yorar beni. mehmet aurelio gibi. onu turklestirdik ya. beni de oyle zibidilestirsek mesela. o zaman iste o ortamları sevebilirim. hatta aurelio'nun reklamda yaptıgı gibi zibidi marsını bile okuyabilirim. neyse dur ben senin yazını okurken biseye takılmıstım. hah eskisehir. simdi soyle ki ben oss'ye girmeden kafaya koymustum eskisehirde okumayı. ogrenci sehri falan filan delidoluyuz ya bi de. resmen gozum eskisehirden baska bi seyi gormuyodu. gerci gozlerim hic eskisehiri gormemisti ama arkadaslar falan vardı iste. bi yerden gozume oyle gozukmus. neyse. al takke ver kulah oss oldu bitti. ve yalanım varsa namerdim. benim gotum eskisehir yazmaya yemedi. ulan bi insan palyacondan korkar (ben), akrepten korkar (yine ben) ama niye gormedigi bi sehirden korksun ki. iste benim gotum boyle ucbucuk attıgından yazmadım tabi eskisehiri. aradan seneler gecti. hala gormedim eskisehiri ve hala korkarım. neyseki arkadaslarım mezun oldu da gorme sebebim de kalmadı. artık mutluyum. colin kazım gibi. cok fanatiksel oldu bu yazı dimi lisim. valla ben sevmedim. ama saatin 3lügüne veriyorum. saat baska bisey olsaydı belki bi kuple daha sevebilirdim. yazım degismezdi yani. yine aynı igrenclikte yazabilirdim. benim karakaplı defter varya, o gorse bunu of. agzını burnunu kırardı iste bu yazının. neyse. yazı aldatmacılıgımı da yaptım. dur ya. sarkı yollıycaktım dmi. hemen yolluyorum.

en merak ettiğim, pudra da söze karışsa diyalok yerine trilok mu olur tüm bunlar, bunun cevabı. ben bişi sölüyorum kıza gelinim ayarı alsın.

bu kadar kolay kaçamazsın sevgili batorayz, seni tuttum, diyalokumuz olacaktı diyorum. ama sana monolokların en kralını yolluyorum. tantuni deyince benim aklıma eskişehir geliyo artık. esenin odasına tantuni kokusu dolardı ondan. paramız olmayınca orda yerdik ki ben severdim yani. ayrıca saçmalamanın kotası olmaz şu üç kuruşluk dünyada be. valla be. gıpta et kasabı gördüm ben pendikte bu arada. yemin ediyorum. bi daha eskişehire giderken çekerim fotosunu. gülmezsem tabi. mesela izmit civarında da çekmek istediğim grafitiler var (stensilimiz olacaktı hani, hani nerde o sıtikırlar? muhattaplar, sayın muhattaplar). ama çekemiyorum. yani gözüm sabitlense bile makine bu lan. insan yapısı. makinalar içimi sıkıyo batorayz. çiftlik derken ciddiydim. bak mesela bizim yurtta bi abi var, çok güzel gitar çalıyo, ama cyborg olmuş mecburen. ben onu oturduğu sandalyeden kaldırıp çayır çimen üstüne yerleştirmek istiyorum. arkasına otlardan yastık. ovanın ekosunu istiyorum. en güzel sintizayzır rüzgardır demiş atalarımız hem. çok çok çok pastoralleştim ama bu kolonyıl geyz ile oluşan bişi değil. ben çiçeklerin ne söylediğini duyabilen biriyim hasbel kader. öyle mi kullanılıyodu? hasbel kader mi doğrusu aceba. kim bilir neleri böyle yanlış kullanıyoruz batorayzım. neyse ki burdayız. ben burayı gerçekten çok seviyorum. kötü yazdığım gerçeğini gizlemesi değil bunun sebebi. gerçekten saçmalayabiliyo olmam. bi de oyunlar oynayabiliyoruz en güzeli o. oğuz atayınkiler kadar olmasın estafurulla da yani onun gibi. mesela su birikintisindeki izmaritin karşıtını söyle desem. diyalokun sonuna iliştir desem. sonbahar mı kış mı bu gün.

kafayla oynayan ogretmen. ne guzel bisey dimi. yani uzaktan bakınca oyle. eskiden commodore64'de kafa ayarı yapardık boyle incecik tornavidamsı biseyle. onun insan versiyonu olsa, ve bunu ben yapmıs olsam, su an bu yazımı yirmidortbin dolarlık laptopumdan yazıyo ve ikiyuzyirmibin mb'lik baglantımla yirmi tane sarkıyla susleyebilirdim. ama bunların tam ters istikametine gidiyorum. mersin taraflarına. tantuni yemeye. donem donem canım tantuni ister. donem donem cıkan sivilceler gibi. benim bir tane sadık sivilcem var. o da her ne kadar uyuz olsam da unicorn gibi tam iki kasımın arasında cıkar bana inat. baska yerde de sivilcem cıkmaz. ergenken de cıkmazdı. bi bu var iste. ben uyuz olurum o cıkar, o cıkar ben uyuz olurum. bugun yine cıktı. gerci kısa suruyo. 3-4 gune gidiyo. sonra geri geliyo sahte soda siseleri gibi. simdi hepiniz, ilk defa yazıyorum buraya samimiyetimi hor gormeyiniz, soda sisesinin altında anlam arıyosunuz dimi. ben olsam arardım sahsen. o yuzden arayanları garipsemiyorum. aksine aramayanlara gıpta ile bakıyorum. hic gıpta ile bakmayı denediniz mi. cok guzel. bisikletle birini gecmeye calısırken arkada kalmak gibi. gerci bisikletle kimseyle yarısmadım ama olsun. yarıssaydım ve geride kalsaydım onumdekine gıpta ile bakardım sanırım. gıpta. gıp. gop. kop burhan kop kop. neyse. bugun celisenlere cevirmeye niyetim yok burayı.
sanırım ilk olmasına ragmen sacmalama kontenjanımı doldurdum. sıramı savıyorum. upload kulturum yerlerde, o yuzden nereye sarkı yollanır bilmiyorum. ama. ama. ama. kucukken de oyunlarda hile yapardım ben. internet yokken oyun dergilerinin arkasında oyun hileleri yazardı. onlara bakar bakar hile yapardım. simdi de yapıcam ve emesen zibidisi uzerinden yollıycam bu sarkıyı sana ey sevgili lisim.
cav diyor, arka sıralarda yerimi alıyorum.

bu aralar kafamla oynayan bir öğretmenim var sevgili batorayz ve bugunkonusanlar ahalisi. adı suna. bir de ona yardım ve yataklık den bir demeç boy slim var tabi. bunlar yüzünden içime çektiğim havadan, ağzıma koyduğum sudan şüphe duyar oldum. herrr türlü hareketim yamuk geliyor, düzelemiyorum. aynaya bakıp bakıp saçını bir türlü beyenmeyen ergen gibi hissediyorum. fark yaraları diyorum, görmediğim insanları görüyorum yolda bisürü. ayıplıyorum kendimi. böylesini istememiştim hayır. insanın kendinden bu kadar tiksinmesi sence de fazla değil mi. üstelik başkalarına olan nefretim aynı oranda artıyo. bununla birlikte çok çok çok çok sevdiğim bissürü insan var. yani sen diye demiyorum sen de onlardan birisin ama. böyle beni hiç aramadın diye üzülüyodum ama bak neler oluyomuş orda. hayatımızdaki insanları sadece biz baktığımızda harekete geçen mekanizmalarmış, biz bakmıyoken sabitlermiş gibi algılamamız ne feci. sanırım en bi yakın olan kişiyi öyle görmüyoruz, o da kıskançlığımızdan. yoksa o şimdi nasıl sorusu da öylesine sabitlik barındırıyo ki içinde. biliyosundur sen de. evet. bak bu şarkıyı dinle. fark yaralarını. sevcen.

girişi çıkışı es geçiyorum.aslında bunu lutfediyormuş gibi de söyledim utanmadan
ama esasında öyle değil.
bu durum , uzun süredir-bodoslama dalmak yani- kesinlikle assolist kaprisim,lüksüm,saat yönünde karıştırılası çayım olmakta.
neyse ortadan giricektim ben,o ortayı 2 parçaya bölüp bir kısmının karesinin karesini alıp görünmeyen buzdağı orancığım ile alakandıracaktım-bu kısımda otomatizm çakması saçmalıyorum ama yapıyorumculuktayım-.
yine yine yeniden yineden neyse.
uykusuzluktan
yorgunluktan
düşünmekten
baş ağrısından
kaostan
paradokstan
çizimden
çizememden
tasaramamaktan
bu sebeple kabaramayan kel fatma denilen hindiler gibi olmaktan
tüm bunlarla 1. dereceden alakalı olacak şekilde ağlamaktan
nefes alamamaktan-çünkü burnum tıkanıyor ağlayınca-
tekrar, yağsız bir baş ağrısından
özlemekten
başarısızlığa görünüşte abone olmaktan-çünkü başarmak ya da -mamak adına doğrudan hiçbir bok yapmamış oluyorsun-
inatla lüks değilmişçesine bunu devam ettirmekten
tüm bunları yapan 1. tekil olmaktan
aklıma sokayım,sokayım hatta sondaj yapayım demekten
bezmiş,beyzdirilmiş,beyz-bol sopası ile dövülerek huzurlardan ayrılmayı kafasına koymuş insanım.
bu yazıdaki tüm agresifliği,yalanı,dolanı,saçmalığı,depresyonu,muhtemel p.m.s'yi,sevgiliyi özlemeyi toplayın ya da durun birbir-biriribibirine bakar bakakakakakak dururum- iyle çarpın ve rastgele en samimi ve sıcak bulduğunuz durum adaylarının yanına XXXXX koyarak derecelendirmek suretiyle kondurunuz.


derler ki söylenen tüm sözler uzayda bir noktada toplanıyormuş.bir gün gökkube çatlarsa gökten düştüğü zaman ''ey gidi ne zor günlermiş ama geçti'' diyeceğim sözler bunlar.
iş bu yukarıdakiler yani.
yazınca kurtuluyormuş derler bir nebze bakalım burasını onlar halka değil fil diyerek peçete -burnumu silmek için-kontenjanından kullanıyor olmam kabızlığıma etki edecek mi?
arz arş arasındaki muthafucka arafa istineden bir es ,çünkü bende mecal kalmadı bu bağlamda bir pes.

has not:üstteki müslüm gürses etiketini evlat edinebilirim.

Güs hanım çok okulsal, Pudra hanım çok iç yakıcı. Yakıcı, acıttı, korkuttu, meraklandırıyor. Porselen hanım kertenkele bana garip bir önsezi veriyor. Batorayz bey, yaz artık aaa, hem çayım nerde hay fidelitem nerde, dedirtiyor. Tozlu mektuplarını savsaklıyor, oysa Vuzi hiç öyle mi. Cabbar'ım nerde cabbar istiyorum ben bir onu seyredemiyorum. Salvo kişisi B-Day Grrl modunda B sınıfı korku filmleri aşamasında, özletiyor. Kadeşüt zaten her zaman özlenmekte. Miyet kültürünü niye buraya akıtmaz bazı bazı. Ya da ttkörg niye burdan bir çekinceli. Pınar saçını mı yolmamı bekliyor, o kadar da görevimiz tehlike aksiyonları sergiledim otobüslerde duraklarda. Nerde benim kağnılgaz'larım.

Geliyor geliyor beyaz kadın geliyor.

Devamı yarına.


 

Bugün Konuşanlar | Kollektif Beyin Boşaltma Saçmalama Saçmalatma Çarpma Çarpılma Çarpılama Alanı | 2007-2009 | Tüm Hakları Çamaşır Dolabının Çorap Çekmecesinde Saklıdır