Önce toprak kazılır, kaldırımlar geçit vermez; sonra duraksarız kapısının önünde, ayağımızı eşiğe koyar, çantamızdan bir şeyler çıkarırız örneğin, ve böylece bizim olur mimarlık, hiçbir Gaugen’in olamayacağı kadar.
demiş Walter Benjamin.
ben de görüp arttırmak istiyorum;
Önce sokakta yürümeye başlarsın hatta yürümezsin koşarsın,acelen vardır,mevcut durumun mevcudiyetini koruman lazımdır, ayağını belediyenin yeni ''döşeyemediği'' bir kaldırım taşına çarparsın ve asla döşenmesi gerektiği şekilde döşenemeyecek olanın yerinde olan çamur önce ayakkabını sonra bünyeni sahiplenir.
Bir ülkenin medeniyet(sizlik)i kaldırımlarından belli olur derler ya bir dönüş yaparsak tam da bu noktada senin sahibin olur mimarlık. Hem de hiç bir anıtsal ve cazibe merkezi olmak adına göktaşı heybetiyle(!) temas ettiğin caddeye bencilce yerleşen alışveriş merkezinin olamayacağı kadar. Sahip olman gerekenlerin varlığını bilirken sahip olmak isteyemeyeceğinin yanıbaşında olduğunu anladığındır kötü mimarlık ve sana sahip olmuş olandır.
1 makbule:
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
melih gökçeke güzellemeler diyecektim ki sen demişsin. kabus kadir'in kadim granit kaldırımlarına bekleriz. sevgiler, etiler mahalle muhtarı serpil hoşcehepe.