erittin beni nurettin! falan oldum yani. emine beder halt etmiş yanında vallahi. başarılarının devamını diler, bonus olaraktan 4. ödül parçanızı buraya embed gömbed ederim.

Yeaps!

Pınar ve kasesüt aramıza katıldı an itibariylen. Ben buna bi küçük kutu pınar süt (valla kinaye diil) açarım işte!

funkstörung XXXXXXXXXXX/
kentucky'den gelen herhangi bir şeyin çabuk bitmesi, doyulmaması, tatmin olunmaması da cabası XXXXXXXXX
kaysı XXXXXXXXXXXXXXXXXXXX

bu überdoğal tarifimizle sevgilimizin libidinal hayatına bir darbe indirmeyi ve de gece boyunca enerji sıkıntısı çekmemesini hedefleyeceğiz. Macar makarnasının macar adını aldığı dönemde balkan penisinin teferruatlı bir araştırması yapılmış ve de boyutu doğrultusunda macar adı koyulması öngörülmüştür. Bunu ilk yapan aşçının gey olmasından bolca şüphe edilmektedir. Saray efkanının özel hayatı ne yazık ki sözlü tarih boyutunda kalarak günümüze gelememiştir. Macar makarnasının sosu özellikli olarak hazırlanırken izlemeniz gereken yöntemler önceden denenmelidir. Tehlikeli olabilir.

Makarnamızı kabaca bir tencerede su içine atmak suretiyle elleyerek alırız, yavaşçana büyü yapıyormuş gibi suyun içine koyarız o sırada da su zaten pkur pkur sesleri çıkarmaya başlamıştır. sfissss diye bir makarna giriş, penetrasyon sesi gelmesi lazımdır. kaynamaya yüz tutan makarnacıklar hazır olduklarının işaretini bize verirler. ama asla bilemeyiz. ellemek zorundayız. kaynayan suyun içine elinizi batırmak suretiyle serbest makarna kümesini avcunuzun içinde sıkıştırın. eğer makarnalar ruhunu teslim edercesine 360 farklı yöne parçalanırsa gerekli kıvama gelmişler demektir. o zaman avcunuzu alın, lavaboya götürün, makarna kalıntılarını şlaşş sesiyle temizleyin. temizlenen avucu alın, lazım olacak çünkü sonrasında. süzgeç denilen marslıların bize miras bıraktığı ilginç edevatı alın. metal olanlarına uzun süre bakmayın ve göz teması kurmayın. beyninizi yıkayabilirler. süzme işlemine geçmeden önce marslı rahiplerin nee hu mana ped hom duasını okuyarak süzgecin ilahi gücünü açığa çıkarın. makarna o sırada ateşin üstünde durmasın bir zahmet, yoksa balçık formatına gelir. mutfakta ilahi okurken çıkan ışıklar çevrenizdekileri rahatsız edebilir, o yüzden perdeleri de kapatın. aman neyse bana ne isterseniz elaleme rezil olun. süzgecin ilahi gücü aktive edildikten sonra makarna-su heterojen süspansiyonunu yavaşça süzgecin içine boşaltın. burada duyulması gereken ses şlaşş ve pkıııh arası bir sestir, buhar da aynı şekilde yüzünüze vursa iyi eder. ( bedava steam bath olur kötü mü, pore'larınız temizlensin. ) Makarnaların mars enerjisinden kurtulması için üstlerine soğuk su tutmanız gerekir. sonrasında ise boş kalan tencereye yönelmelisiniz.

yağ maddesini atın. ocağın üstüne tencereyi koyduktan sonra yağ maddesini tencerenin içine atın. fındıkları alarak bır poşedin içine sıkıştırın. bu poşedin içindeki fındıkları, el, bacak, kol uzuvlarını kullanarak bir güzel taneli hale getirin. rendeye ya da havana atmamanız önemlidir. yoksa partikül boyutunda fındığın tadını kimse almaz. bir paket doritos peynirli cipsi pakedi açmamak suretiyle ezin. kırıntıları fındık-yağ karışımının üstüne koyun. bundan sonra ise çeşitli tuz, agav tozu, sigara külü tarzı baharatları ekleyin. soğanları soyun, ağlamayın! ağlamadan soyun, yoksa makarnanın etkisinin içine duygusallık girer. soğanları alter tencerede yağla kavurun. pembeleşmesinler! pembeleşirlerse makarna çok sissy olur. kahverengileşsinler tercihen. aman aklınız çok karışıyorsa falan böyle bütün malzemeleri alın, 3 ayrı yerde bulunan makarna etc. etc. hepsini bir yerde buluşturun. voilaaaaa!

son aşamada sevdiceğiniz mutfağa girdiğinde, tezgahın üstünde bacak bacak üste atmış bir pozisyonda elinizde bir tabak ve yanınızda bir şarap karşılayın. öpücük versin o da.

açık davetler XXXXXXXXXXXXXX
heycan XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX/
can sıkıntısının adamı sürükleyebileceği yerler XXXXXXXXXXXXXX/
Bedük XXXXXXXXXXXXX
bazooka votka şişesinin güzelliği XXXXXXXXXXXXX
kentucky fried chicken ve bekleme süreleri XXXXXXXXXXXX/

hadi bakalım.

bir de, ilk gelen uydurma yemek tarifi yazacak. ona göre.

Bugün Konuşanlar, tarihçe olarak, zamanında açık olan Mor ve Ötesi Forumu üyelerinden Ihlamur'un açtığı, insanları, müzikleri, kitapları, filmleri, duyguları, olayları, şeyleri bir ilkokul ikinci sınıf öğrencisi, sınıf başkanı edasıyla çarpılama amacını güden bir başlıktı. Zamanla forumun en çok yazıya sahip olan, en uzun başlığı oldu, evrildi, güzel güzel gazeller, saçmalamalar, beyin fırtınaları barındırdı bünyesinde. Altın çağındayken kötü bir sürpriz oldu ve forum kapandı. Bu güzel başlığın tarafımdan özlenmesi üzerine, aynı alan blogosferde yaratıldı.

Yapılan şey çok basit: Akla gelen herhangi bir şeyi, usturuplu usturupsuz yayınlamak. Elbette belirli bir izlerlik gözetilmesini istiyoruz. Yine de içerik olarak sakınımsız davranıyoruz. Politik, dinsel, cinsel konular, herhangi bir yerde dışlanacağının aksine burada kendilerine yer bulabiliyorlar. Biçim olarak öykü, şiir, makale gibi yazılar dışarıda kalıyor, evet, ama bu kesinlikle konmaması gerektiği anlamına gelmiyor. Edebi parçalanmaların yapıştırıldığı, net aşklarının patladığı, sıcak dostlukların kurulduğu, hayatın anlamının arandığı, bilmemneyaparkendinlenecekşarkılar listelerinin zırvalandığı vs bir sayfa olmadığı belli olsun, ama ille de forumsal ille de kollektif olsun diye böyle bir sınırlama kondu, müfredatta yok denerek. Bir web-zine olması istenmiyor yani.

Belirli bir biçim takip edilmese de, blog'daki gelenek öncelikli olarak çarpılamaca üzerinden gidiyor; daha önce de söylediğimiz gibi, "sürüm sürüm sürünsün" istediğimiz, ayılıp bayıldığımız ya da "seni allaaa havale ediyorum" dediğimiz her şeyi tahtaya itinayla yazıyor, yanına hak ettiği çarpıyı konduruyoruz. Huzursuz sınıfımızda bunun yanı sıra sınavlar da mevcut; sevgili örtmenlerimiz sınıfımızın bilgisini görgüsünü fikrini anlamak, öğrenmek, ölçmek için ipe sapa gelmez sınav soruları hazırlamakta veyahut ödevler, makale konuları vermektedirler. Puantiye sistemimiz de eksik değildir, mamafih örtmenlerimiz, geçinemedikleri maaşların ağırlığı altında eziledururken bu kısmı biraz savsaklamaktadırlar.

Müfredat ise bizzatihi saçmalamak yoluna girdiğinden yazının sonuna geliyoruz; özetle burda ağzımıza geleni söylemek istiyoruz, bir yandan da ellere cetvel atıyor, şakaklardan saç çekiyoruz. Saçmalamanın hakiki fikirlere ulaştıracağını düşünüyoruz tüm insanlığı ve mevzubahis tüm insanlığı gerek yorumlarıyla, gerek takipleriyle böylesi bir paylaşıma bekliyoruz; plüs, çocuğunu yazdırmak isteyen de altı adet vesikalık fotoğraf, ikamet kağıdı , dürüst bir mail adresi ve halihazırda bir ödev konusu ile yorum yapıyor, okul müdürümüz de icabına bakıyor.

Yaşasın okulumuz! XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX



01.06.2008 - Üç Buçukuncu Eğitim-Öğretim Dönemi Müfredatı


 

Bugün Konuşanlar | Kollektif Beyin Boşaltma Saçmalama Saçmalatma Çarpma Çarpılma Çarpılama Alanı | 2007-2009 | Tüm Hakları Çamaşır Dolabının Çorap Çekmecesinde Saklıdır