Yıllar yılı hor gördüm cyber aşkları. "Hadi lan!" dedim müptelası arkadaşlarıma, "Olur mu öyle şey". Gel gör ki zaman geçti, aşklar bitti ve ben birden, çok eskiden doğru düzgün konuşmadığım birini hatırladım. Ne yapıyo, ne ediyo acaba derken sitelerde profiline bakar buldum kendimi. "Yok artık bunu da seviyo olamaz"dan, "Yıllar önceki yazıma yorum yazmış, özel mesaj atmış, sallamamışım bile"lere aktım. Ve biraz, evet biraz, takıldım. 5-6 arkadaşımı tanıdığını öğrendim, 1-2sine sordum, sevgilisi varmış. Çekildim. Çekilmeliyim.

kelimelerden var olduğuma inandığım için yine kelimelere gideceğim. ne olacaksa kelimeler sebepli gelecek. sadece kelimeler bunun tanığı olacak diye düşünürüm ben. ve ne olacaksa, kelimelerden oldu.



bazen bazı yanlışlar oluyor insanın yaşamında. taa en başından. sonradan düzeltemeyeceği ve her zaman bir kambur misali taşıyacağı..
onbir-oniki yaşlarındayken misafirliğe gelen teyzelerin "ayy ne kadar olgun bir kız buğ" diye nitelendirdikleri, annemin gururlanma aracıydım. cidden de yaşıma göre olgundum. sorunumdu bu benim. içi beni, dışı seni yakar misali.. ve ben küçük bir kentte büyüdüm. ki kentler insanın hayal alanlarını kuraklaştırır zaman zaman. buna izin vermemek için de okudum bolca. kitap okudum. okudum. izledim. film izledim. dinledim. sesleri dinledim.
büyüdüm, büyüyorum.
sırtımda o kocaman "olgunluk" dolu kamburla. galiba bu yüzden oldu hep benden yaşça büyük insanlar başrollerde..


kentiniz de küçükse, bir yaştan sonra yetmez olur kent ve insanları. daralır insan. kuraklaştırmamak için de hayal alemini, internet kurtarır aslında bir nevi. doğru veya yanlış, bilmiyorum. durmadan eleştiri alıyorum, tamam. "daha görmediğin birini ne kadar sevebilirsin ki? sanal bu?!"lar duyuyorum durmadan.
ama
belki
de -hayatımın en değerli insanın dediği gibi-
benim
hayatımın
en
gerçeği
bu



sen hiç nefesini yanında duyumsayamadığın birini bu denli sevebilir misin?


ben sevdim.




küçüktüm, büyüttü beni.
beş-altı seneden beri sadece bir defa gördüğüm birisi oldu. acım oldu, çok oldu, iyi ki oldu. bence sevmenin en güzeli olduğu gibi sevmek. işin içinde siber durumlar olunca insan sadece onun iç'ine eğilip bakmış oluyor. o da senin.. tabi sonraki adımlarda gerçekler teker teker..
araya giren yıllar, yollar..

çünkü inanın dokuzyüzotuzdokuz kilometre kapanmayınca bir "ha" deyince..
sevince.. belki..
çünkü inanın aradaki yılları sorun ediyor kimileri. göze alamıyor..
sevince.. belki..



sadece yaşayanların anlayabileceği birşey, birisinin kelimelerinden dolayı ona aşık olmak.. gerisi ((kırık düşler, aynı yalnızlık.. öyle azaldık ve yıprandık ki.. kafamız karışık, değişmek zor..)) dünya yıkılsa anlamazlar..


 

Bugün Konuşanlar | Kollektif Beyin Boşaltma Saçmalama Saçmalatma Çarpma Çarpılma Çarpılama Alanı | 2007-2009 | Tüm Hakları Çamaşır Dolabının Çorap Çekmecesinde Saklıdır